Güroba Köyü
Web Sitesi

Gürobası Tarihçesi

..........................................www.GUROBASİ.tr.gg..................................GÜROBASI KÖYÜ.................................. HOŞ GELDİNİZ...........................................www.gurobasi.tr.gg

GÜROBASI KÖYÜ TARİHÇESİ


Nüfusu : 144 Tarım arazisi : 3.148 dekar İlçeye uzaklığı : 9 km Komşuları: Şatıroba Köyü. Çömlekoba Köyü, Eskiköy, Kelhalil Köyü ve Sürgü Kasabasıdır. Güroba, Şatıroba Köyü ve Cömlekoba Köyü gibi Korudağ eteklerinde kurulmuştur. Köy 1850 yılında Güro (GIVRE) adında bir kişi tarafından kurulmuştur. Güro'nun buraya yerleşmesinden sonra gelip yerleşenler artmış ve Güro diye anılan bu yer daha sonra Güroba olarak köy olmuştur. Güroba'ya bağlı (Uçarlar) Porik ve İbrahim Halil adı iki mezra vardır. Ulaşımı karayolu ile sağlanır.Yolu yaz kış ulaşıma elverişlidir. Toprakları verimsiz ve kıraç olmasından dolayı köyde sadece hayvancılık yapılmaktadır. Hububat üretimi ise ancak köy halkının ihtiyacına yetecek kadardır. Susuz olan araziye yer yer kuyular açılarak kayısı yetiştiriciliğine başlanmıştır. 1241 baş hayvan mevcudu olan köyde hayvansal ürünlerden de gereği gibi yararlanılamamaktadır. Köyde ilkokul mevcut olup, içme suyu yetersizdir. Okuma yazma oranı %85 civarındadır. Köyde ilkokulu bitirenler ilçeye ortaöğretime devam etmeye giderler. Ailelerin çocukları ile birlikte gitmeleri köyde nüfusun eksilmesine neden olur. Köyde ipekli Hereke halıları başlanmış olup bunun yanında çorap ve kilim dokumaları da yapılmaktadır. Geleneklerine bağlı olan köy halkı cenazelerde başlarına siyah örtü bağlarlar. Uzun bir müddet radyo ve TV. açılmaz. Davul ve çalgılı düğün yapılmaz, kına yapılmaz, koku kullanılmaz, normal giyim ise sade bir köy giyimidir.Erkeklerde şapka yaygındır. Köyün genç kız ve erkekleri modern giyim takip ederler. 70-80 yıl kadar önce bir orman köyü olan Güroba, köy halkının bilinçsizliği ve cahilliği yüzünden ormanları tahrip etmiş ve bugün kıraç hale gelmiş, içme suyunu dahi zor temin eder duruma düşmüştür. Köyün kuzeydoğusunda kayalar üzerinde yeşeren bir ardıç ağacı köy halkı tarafından kutsal sayılmaktadır. Bu ağaç kayalar üzerinde susuz yetiştiği gibi yaz-kış yemyeşil kalması ile de dikkati çekmektedir. Bu nedenle köyün genç kızları ve kadınları bu ağaca gelir. Niyet tutar, adak adar, mum yakarlar.

Yukarıda anlatılar son yıllarda değişime uğramış ve köyümüz gelişmeye başlamıştır. Köyümüze içme suyu gelmiş hayvancılık yerini kayısı tarımına bırakmıştır ve kayısı konusunda söz sahibi duruma gelmiştir. Köyden göç eden vatandaşlarımız ise yavaş yavaş köylerine dönmeye başlamıştır en azından yazlık olarak...



 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol